3 Şubat 2011 Perşembe

Soykırım kurbanlarından geriye kalan saçlar (*)



HİÇ bu kadar çok insan saçını bir arada görmüş müydünüz? Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki koridor boyunca uzanan ve 6 metre kadar derinliği olan dev vitrin insan saçı ile dolu. Genelde siyah ve kahverenginin oluşturduğu koyu renk dokusu içinde tutam tutam sarı saçlar hemen fark ediliyor. Yanda asılı levhadaki bilgiye göre, bu vitrinin içinde tam bin 950 kilogram, yani 2 tona yakın insan saçı var. Çoğunluk kadın ve çocuk saçı...

KADINLAR VE ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLECEKLER TARAFINA
Şimdi öykünün başına dönelim.
İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudilerin yok edilmesine karar veren Naziler, Avrupa’nın dörtbir tarafında yakaladıkları Yahudileri yük vagonlarıyla Polonya’nın Krakow kentinin 80kilometre kadar uzağındaki Auschwitz’te inşa ettikleri konsantrasyon kampınagetiriyorlardı.
Yahudiler için Avrupa’daki bütün demiryolları Auschwitz’e, kampın hemen girişinderayların içinden geçtiği kampın o meşum kapısına çıkıyordu.
Trenler Avrupa’nın her bir tarafında toplanan Yahudileri kafileler halinde bu kapıdan içeri getiriyordu. Her şey kapıdan 200 metre kadar ileride vagonlardan inen zorunlu yolcularınakıbetlerine karar verilen istasyonda belli oluyordu.
Nazi subayları “sağa geç” derse, bu çalışma kampına alınacağınız anlamına geliyordu,hayatta kalıyordunuz...
“Sola geç” denirse, ölüme giden kapıya seçilmiş oluyordunuz. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar,fizik olarak çalışabilecek güçte gözükmeyen erkekler sol tarafa ayrılıyordu.
Aileler burada parçalanıyordu. Başlarına geleni o an tam olarak anlayamıyorlardı.
FIRININ BACASINDAN ÇIKAN DUMANLAR
Naziler zaman kaybetmek istemiyordu.
Sol tarafa ayrılanlar, buradan topluca gaz odalarınınbulunduğu merkezlere doğru yürümeye başlıyordu. En çok 300 metre süren bu yolculuktan sonra üstündeki dev bacadan dumanların gökyüzüneyükseldiği bir yapıdan içeri giriyorlardı.
İçeri giren herkes çırılçıplak soyluyor ve saçları tıraşediliyordu. Bu Nazilerin bir aşağılama yöntemiydi de... Ardından kendilerine topluca duş alacaklarısöyleniyordu. Duşların olduğu bölüme toplucagirdiklerinde arkalarından kapılar kapanıyordu.Mekan gerçekten de toplu duş odası gibi düzenlenmişti. Çoğu gerçekten de duşlardanbirazdan su akacağını zannediyordu.
Odanın içine bırakılan gazın içerdeki insanları öldürmesi en çok üç dakikayı alıyordu. Sesyalıtımı olduğu için dışarıda sırasını bekleyenlerin içeride ne olduğunu anlamaları mümkün değildi.
Kapolar, yani bu iş için görevlendirilen Yahudi esirler, ölüleri hemen yandakikrematoryumlara taşıyordu. Ölüler buradaki fırınlarda topluca yakılıyordu.
Fırının bacasından çıkan duman durmuyordu. Auschwitz’deki krematoryumlardamaksimum kapasitede çalışıldığı zamanlarda bu şekilde kül haline getirilen insanların sayısı günde 20 bin kişiye çıkabiliyordu. Temel konsept, trenden inenlerin hiçbekletilmeden hemen imha edilmesiydi.
SAÇLARDAN YAPILAN KUMAŞ
Önceki gün Auschwitz kampında dolaştığım müzede, cam bölmede karşımda duran saç yığını, bu gaz odalarına sokulmadan önce traş edilen Yahudilerin saçlarıydı.
Müzede hemen yandaki odada vitrinde sert dokulu sarı renkte kalın bir kumaşgösteriliyor, üzerinde örgülü sarı saçlar var. Duvarda asılı bilgi notunda “Yapılan incelemesonunda kumaşın insan saçından yapıldığı tespit edilmiştir” deniliyor.
Auschwitz’te külleri de dahil olmak üzere Yahudilerden kalan her şeyi değerlendirmeye çalışıyordu Naziler. Zehirlenip yakılan Yahudilerin saçları Alman tekstil endüstrisine hammadde olarak gidiyordu. Kilosu 50 fenikti.
Auschwitz’deki müzenin diğer bölümlerinde Yahudilerden kalan başka eşyalar dasergileniyor. Bir bölümde çoğu yuvarlak metal çerçeveli olmak üzere binlerce gözlük, bir başka bölmede tıraş fırçaları, başka bir koridorda ise devasa bir ayakakkabı yığını, birbaşkasında her birinin üzerinde isimlerin yazılı olduğu bavullar... Ve küçük çocukgiysilerinin, taşbebeklerin olduğu ayrı bir camekan.
1940-45 yılları arasında trenlerle bu kampa getirilen 1 milyon 300 bin insandan 1 milyon 100 bini buradaki krematoryumlarda yakıldı. Bunlar arasında yüzde 90’ı Yahudi’ydi. Diğerkurbanlar Rus ve Polonyalı direnişçiler, savaş tutsakları ve Çingenelerdi.
İkinci Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden 6 milyon Yahudinin en kalabalık grubu burada, Auschwitz’de katledildi.
ÖLÜME GİDEN YOLDA YÜRÜMEK
Önceki günü, amaçlarından biri de Holokost gerçeğini İslam dünyasına anlatmak olan ‘Alaaddin Projesi’nin düzenlediği anma törenine davetli olarak Auschwitz’de geçirdim.
Tren yolunun varış noktası olan ana kapıdan geçtim ve rayların üzerinden yürüyerek yolcuların sağa ve sola ayrıldığı seçim noktasına geldim. Tam karşıda Yahudileri taşımakiçin kullanılmış bir yük vagonu duruyordu. Kim bilir, Avrupa’nın hangi kentinden yolaçıkmıştı.
Daha sonra sol tarafa ayrılan kadınların, çocukların, yaşlıların krematoryumlara doğruyürüdükleri barakaların arasından geçen yolu kat ettim. Fırınlar ve gaz odalarının yıkıntıları karşıda duruyordu.
Auschwitz, üzerinde yaşadığımız bu gezegendeki en kötü yaratığın insan olduğugerçeğini, eksi 12 dereceye düşmüş olan soğukla birlikte yüzüme çarpıyordu.

Auschwitz kampının web sitesi: auschwitz http://en.auschwitz.org.pl/m/

(*): Sedat ERGİN- Hürriyet - 03.02.2011 (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16922197.asp?yazarid=308&gid=61)

1 yorum:

  1. yaaa, Uyanış yaa..
    uf...tüylerim kalktılar yerlerinden...
    üzüldüm..

    YanıtlaSil