14 Nisan 2011 Perşembe

"İlk Buluşma"lar....

"Bir kitabın ne anlattığını anlamak için sadece önsözü okumak yetseydi, kimse sadece o önsözleri okumak varken yüzlerce sayfadan oluşan kitapları satın almazdı"
Yani sanırım...
O nedenle ilk buluşmada oturup bütün bir hayatın özetini yapmak çok da doğru değil.
Dilin kemiği yok ve eğer biraz da geveze biriyseniz başlıyorsunuz anlatmaya....
Bir saatin sonunda;
Eğer "Benim burada ne işim var" duygusuna kapılmıyorsanız ve tebessümler yayılıyorsa yüze her şey yolunda demektir.
Ama bazen de tam tersi olur ve " Benim burada ne işim var" deyiverirsiniz.
İlk buluşmalar...
Öyle yada böyle iki kişinin bir araya gelmesi.
Sonra konuşmalar başlar ve kendini kendi cümlelerinle anlatmaya çalışırsın. Aslında bu bir önsözdür. Asıl kitap okunmaya başlanmamıştır bile. Herkesin bir hikayesi var derken sanırım kast ettikleri tam olarak bu olmasa da ben herkesin sayfalar dolusu bir hikayesi olduğuna gerçekten inanıyorum.
Ve sadece bir önsözün bu kitabı anlatamayacağını da .... Hatta özetleyemeyeceğini de.
Bazen karşınızdakinin sizin söylediklerinizi anladığınızı düşünene kadar vurguluyorsunuz bir şeyleri... Ama diğer taraf kafasına matkapla delik açılmış gibi şoka giriyor...
Ya, aslında ben diyorum ki bu da kader.. Yani bir şey olacaksa olur, olmayacaksa olmaz ama diğer taraftan kendime sadece kader deyip kestirip atmayı da yakıştıramıyorum.
Yine tevekkül sözcüğü uçuşuyor insanın aklında..
Olacaksa olur olmayacaksa olmaz ama bir gayret.
Konumuza dönelim...
Eğer ileri asosyal yada eşcinsel değilseniz illa ki karşı cinsle bir ilk buluşma hadisesi yaşamışsınızdır. Önce selamlaşma, sonra spontan hayat sözcükleri ve e anlat bakalımlar.
İş, güç, hayat derken ortaya kısacık ve karışık bir önsöz yapıverirsiniz. Peki bu siz misiniz?
Belki de ortaya kısacık bir önsöz yapmak doğru değil?
Neden mi?
Bırakın o tanısın sizi - eğer bunu isterse- yok eğer istemezse o kadar laf kalabalığına girmemiş olursunuz.
Hem ne demişler "Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz" ama lafsız da olmuyor.
Aklıma bunları yazarken resimde afişi bulunan 50 ilk buluşma filmi geldi.
Hani Drew Berrymore'un geçirdiği kazaya bağlı olarak hafızasının sadece 1 günlük olması ve Adam Sandler'in bunu öğrendikten sonra her gün O'nu kendine aşık etme çabası...
Düşünün, hayatınızın her günü ilk buluşma oluveriyor....
İnanın, çok güzel şeyler yaşama ihtimaliniz olan bir insanla bile 10 kere ilk buluşma yaşasanız en az 2 yada 3 ünde yine kaybedersiniz. O yüzden ilk buluşmalara sadece kısa bir merhaba gözüyle bakmak ve konuyu çok uzatmamak lazım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder