28 Nisan 2011 Perşembe

İzler...


Bedenlerimizdeki ve ruhlarımızdakiler.
Bazen ikisi de bir birine bağlı olarak oluşuyor.
Hani sevdiğiniz için kavga edersiniz ve yıllar sonra bile baktığınızda O'nu hatırlatacak bir yara oluşur bedeninizde.
Bazen de hiç ilgileri olmaz birbirleriyle.
Bedendekileri boşverin de ruhlardaki izler nasıl oluşurlar ki?
O izlerin nedeni öyle yada böyle sevdiğiniz insanlardır.
Sevmediğiniz kişiler sizin gönlünüzü çizemez ve kanatamaz.
Anneniz, babanız, kardeşiniz bile ufak bir çizik atabilir bazen.

Ama en derin yaraları sadece sevdiğiniz açabilir.
Bilerek yada bilmeyerek.
Her ilişki bir savaştır ve illa ki ayrılıktan sonra izler bırakır.
Bazen kan revan içerisinde bulursunuz kendinizi ve hiç bir şeyi görecek, duyacak, hissedecek gücünüz kalmaz.
Geçmesi mümkün değildir ama iyileşmesi zaman alır en nihayetinde.
Bir daha kimse canımı bu kadar yakamaz, acıtamaz beni dersiniz.....
Ama bağışıklık yoktur bu acıya.
Gene yanar canınız.
Aradan yıllar geçer ve bir bakarsınız ki ruhunuz ve kalbiniz izlerle dolmuş.
Sahipleri yok, nedenleri yok ve bazen anlamları da yoktur yıllar sonra.


Şimdi bir düşünün...
Sizin izlerinizin sahipleri kim?
Ne zaman açıldı o yaralar?
Ve kimlerde sizden kalma izler var?

1 yorum:

  1. katılıyorum bağışıklığı yok o acıların..
    fakat bence kişi o yarayı tekrar almamak için sevmemeye yemin ediyo o iyileşme sürecinde... sonra duygusuz (ki diil duygularını belli etmeyen) oluveriyo... kaçıyo yaşamdan asosyal oluveriyo...yada bazıları gibi ..... oluveriyo... gerçekten dön bak arkana çok azdır o izleri bırakabilen... onlarda pek bilmez bence o izleri bıraktıklarını çünki kendi izleriyle uğraşırlar...

    YanıtlaSil