9 Mayıs 2011 Pazartesi

Tozlu Anılar ve Aşk İzleri...

Sigarasını söndürürken telefondaki ses "Hoşçakal" diyordu.
Kısık ve sevgi dolu bir ses tonuyla "İyi bak kendine" diye karşılık verdi adam.
Ciğerlerinde ki son dumanı da penceresinden dışarıya yavaş yavaş üflerken yıllar öncesine, O güne gitti.
lisedeydi o zamanlar.
Dışarıda kapalı bir hava olmasına rağmen o gün neşesi yerindeydi.
Başkalarının aksine kapalı ve puslu havaları sevmişti hep.
Çalan zilin ardından yüzünde belli belirsiz bir gülümseme ile dersten çıktı ve merdivenlerden hızla inerek kantine girdi.
Görmesi gerekenleri görmüş ve göz kırparak " haydi dışarı" işaretini vermişti.
6-7 Genç koşturarak soluğu okullarının karşısındaki hamamın yanındaki arada almışlar ve duvara sırtlarını vererek hemen birer sigara yakmışlardı.
Bir anda başlayan neşeli sohbete eşlik eden kahkahaları dar sokağı çınlatıyordu.
O kaçamak zaman kırıntısında içilen sigaralar ve yanında kahkahalar ile paylaştıkları hayalleri en sıkıcı derslerin bile çabucak geçmesini sağlıyordu.
Keyifleri hepten yerine gelmişti.
Kısa bir süre sonra tekrar zil sesi duyuldu ve sohbetlerini bir sonraki araya bırakarak okula döndüler...

Ders beden eğitimiydi.
"İşte bugünü sevmemin başka bir nedeni daha" diye düşündü gülümseyerek.
Yavaşça soyunma odasına indi, üstünü değiştirdi ve arkadaki merdivenlerden ıslık çalarak kalabalık olan spor salonuna girdi.
Ortalığa şöyle bir göz attı, biraz salınarak yürüdü, bir iki arkadaşıyla şakalaştı ve yavaşça potanın dibine geçip voleybol oynayan arkadaşlarına katıldı.

Tam da "Bugün bir şeyler olacak sanki" diye aklından geçirirken;
Arkadaşı hızlı bir pas çıkardı ve o günün keyfiyle topa öyle bir vurdu ki...
Hızla yön değiştiren top bir anda ileride arkası dönük olan bir kızın sırtında patladı.

Kız bir anda acıyla arkasını dönmüş ve keskin bir bakış fırlatmıştı.

Aman Allahım...
Hayatında bu kadar büyüleyici gözler görmemişti.
Büyük bir şaşkınlık ve hayranlık içinde olduğundan aslında kızın acı ve sinir dolu gözlerle baktığını fark edememişti bile...
Top kızın sırtına çarpmıştı ama kesilen nefes çocuğun ki olmuştu.
Bir anda yer çekimi etkisini kaybetmiş ve gencin ayakları yerden kesilmişti.
Kulaklarında sadece kendi kalbinin atışı yankılanıyordu.
Her şey birden bire olmuştu.
Ağzında bir şeyler geveledi.
Özür dilemeye çalışıyordu ama yüzündeki salak gülümsemeye de engel olamıyordu...

Akşam olduğunda, koskoca günün geri kalanı sanki yoktu, yaşanmamıştı.
Aklında sadece kızın gözlerine baktığı "AN" vardı...
O gece ve sonraki pek çok gece "O ANı" tekrar tekrar yaşamıştı.

Aynı okulda olmalarına rağmen kızın adını bilmiyordu bile.
Öğrendiğindeyse bu isim yıllar boyunca yüreğinde bir iz olarak kalacaktı...
Bir kaç gün sonra yine bir tenefüste bir arkadaşının yanına doğru giderken, arkadaşının yanındaki kız gelenin kim olduğunu görmek için arkasını dönmüş ve genç olduğu yere çakılmıştı.
Bu bakışların sahibini günlerdir aklından çıkartamıyordu ve şimdi O yine karşısındaydı.
Yine nefesi kesilmiş ve ağzı kurumuştu.
Ya saçmalarsam diye düşünmüş ama kendisini toplayıp hem özür dilemiş hem de O'nunla tanışmıştı.

Derin bir iç çekerek tekrar pencereden baktı ve bir sigara daha yaktı.
O zamanlar daha 15 yaşındaydı ve sonrasında yıllar geçmişti.
Ama her şey dün gibi aklındaydı.
Kızın saçlarının kokusu, gülümsemesi, gözleri ve utangaç bakışları...
Diğer taraftan yine dün gibi hissettiği acılar bir anda sarıverdi adamı.
Çok kötü günler geçirmişti daha sonra.
İlk aşkın böyle bitmemesi gerekiyordu.
Sonra sigarasından derin bir nefes daha çekti ve yılların verdiği olgunlukla gülümsedi.
Acılar yıllar öncesinde kaldı dedi kendi kendine, acılar yıllar öncesinde kaldı.
Zaman, onlardan geçmişlerinden bir birine dokunabilen ve sadece sesleri olan iki kişi yaratmıştı.
Yine şükretti Tanrıya.
Baş ucunda duran saate baktı göz ucuyla.
Vakit geç olmuş ve artık yatma zamanı gelmişti.
Yıllar sonra ilk defa aynı şehirde aynı geceye ayrı bedenlerle uyuyacaklardı.
Uyandıklarında ise hayat her zamanki gibi kaldığı yerden devam edecekti.
Adam yatağına uzandı ve kızın adını bir kez daha mırıldanarak kendisini karanlığa bırakıverdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder